ANKARA BAROSU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİNDE YAŞANAN OLAYLARI TAKİP ETMEKTEDİR
Hacettepe Üniversitesinde 27 Ekim günü yaşanan olaylarda, öğrencilerin bir kısmının pala ve benzeri kesici aletlerle saldırıya uğradığı, çok sayıda öğrencinin yaralandığı ve tedavi süreçlerinde çeşitli zorluklarla karşılaştığı öğrenilmiştir. Saldırı anlarına ilişkin görüntüler, olayın vahametini açık biçimde ortaya koymakta; üniversite güvenliğinin sağlanmasında ciddi bir zafiyet bulunduğunu göstermektedir.
Olayların ardından ilk olarak altı öğrenci, akşam saatlerinde ise Bilkent Şehir Hastanesi önünden yirmi iki öğrenci gözaltına alınmıştır. Her iki gruptan da ifadeleri alınan öğrencilerin halen Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünde mevcutlu olarak tutuldukları bilgisi edinilmiştir. Bu öğrencilerden bir kısmının yaralanan arkadaşlarına destek olmak, bir kısmının ise tedavi amacıyla hastanede bulunmak üzere orada oldukları anlaşılmaktadır.
Üniversiteler, özgür düşüncenin, bilimin ve demokratik tartışma kültürünün yaşatıldığı kamusal alanlardır. Öğrencilere yönelik bu tür organize ve kesici aletli saldırılar yalnızca bireylere değil, aynı zamanda üniversitenin özgür, eleştirel ve toplumsal niteliğine yönelmiş ciddi bir tehdittir. Saldırıların önlenmesi ve kampüs güvenliğinin sağlanması, devletin ve güvenlik güçlerinin pozitif yükümlülükleri kapsamındadır. Güvenlik güçlerinin görevi, şiddeti önlemek ve caydırıcı tedbirler almak iken; mevcut durumda bu yükümlülüklerin yeterince yerine getirilmediği görülmektedir.
Öte yandan yaralanan öğrencilerin tedavi süreçlerinde sağlık hizmetine erişimlerinin engellenmeye çalışıldığı, doktorların müşahede önerilerine rağmen bir öğrencinin tedavisi tamamlanmadan gözaltına alınmak istendiği yönündeki iddialar, yaşam hakkı, sağlık hakkı ve kişi dokunulmazlığı bakımından son derece ciddi ihlaller içermektedir. Devletin temel görevi, bireylerin yaşamını ve sağlığını korumak, özgürlüklerin güvenli biçimde kullanılmasını sağlamaktır.
Ankara Barosu olarak, üniversitelerde şiddet yerine özgür düşünceye, korku yerine güvenli öğrenim ortamına alan açılması gerektiğini; devletin ve güvenlik birimlerinin öğrencilerin can güvenliğini koruma ve şiddeti önleme yönündeki caydırıcı tedbir alma yükümlülüğünün altını çizdiğimizi; yaralıların tedavi hakkına müdahale edilmesinin insan onuruna ve hukuk devletine açıkça aykırı olduğunu ve olaylarda sorumluluğu veya ihmali bulunan kişi ile kamu görevlileri hakkında etkili, şeffaf ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesinin zorunlu olduğunu vurguluyoruz.
Gözaltına alınan öğrencilerin hukuki durumları Baromuz tarafından yakından takip edilmekte olup, Ankara Barosu, hukuk devleti ve insan hakları ilkeleri doğrultusunda sürecin adil biçimde yürütülmesi için gerekli tüm adımları atmaya devam edecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

