BİR HUKUK DEVLETİ ÇAĞRISI
Bir süredir seçilmiş yöneticiler ve siyasiler hakkında arka arkaya gözaltı, tutuklama, görevden alma işlemleri gerçekleştirilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile Şişli ve Beylikdüzü Belediye Başkanlarının bu sabah gözaltına alınması bu sürecin şimdilik son halkasını oluşturmaktadır.
Kişiler, hukuk devleti sınırları içerisinde soruşturulabilir ve yargılanabilir. Ancak tüm bu süreçlerdeki ceza muhakemesi araçları hukuk devleti sınırları içinde kullanılmalıdır. Aksi yöndeki uygulamalar toplumdaki tüm bireylerin hukuk güvenliğini tehdit eder. Bu bağlamda çağrıldığında geleceği konusunda tereddüt bulunmayan, daha önce adli makamların benzer çağrılarına riayet eden kişilerin, şafak operasyonlarıyla gözaltına alınması ceza muhakemesinin ilkelerinden ve hukuk devletinden bir sapma olarak görülmektedir.
Pek çok AİHM kararında da belirtildiği üzere, soruşturma makamlarının, şüpheliler hakkında kamuoyuna açıklama yaparken kullandığı dil kritik bir öneme sahiptir. Soruşturma makamlarınca, henüz soruşturma devam ederken, kişilerin peşinen suçlu olduğu izlenimini doğuracak her türlü açıklamadan uzak durulmalı, lekelenmeme hakkına, suçsuzluk karinesine ve soruşturmanın gizliliği ilkesine saygı gösterilmelidir.
Ankara Barosu, her zaman olduğu gibi bugün ve gelecekte de yalnızca hukuk devletinin tarafındadır. Adli ve idari süreçlerin tüm siyasi etkilerden arındırılmış şekilde yürütülmesi çağrısında bulunuyoruz.
Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.